Özgür ve özgün olun

Gözde Yener Birman
Milliyet - 22.07.2018 Pazar

Tasarımcı Şelale Mertadam, her sezon farklı bir kültürden yola çıkarak koleksiyonunu geliştirmek istiyor. Markalaşmanın farklı altyapı gerektirdiğini belirtiyor, “Bunun için sabırlı, sebatkâr, yenilikçi ve özgün olmak önemli” diyor
Tasarım... Artık her şey tasarım. Tekstil sanayisinde de ülkeleri, markaları, kişileri bir adım öne çıkaracak, farklı kılacak öge de tasarım. Yıllardır ülkenin önde gelen markalarında tasarımcılık yapmış ve bu işe gönül vermiş, çok sevdiğim arkadaşım Şelale Mertadam, kendi markası olan ‘She-La’ı çok özel ürünleriyle hayata geçiriyor. Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri’nde bugün modayı ve tasarımı konuştuk. Mutlu pazarlar!

- Yıllardır tasarım işinde olduğunuzu biliyorum. Tasarıma nasıl başladınız, neler yaptınız?
Ailemin büyükleri (anneannem ve babaannem) modacıydı. Ben modaevi, atölye ortamlarında büyüdüm diyebilirim. Sürfile, degaje, vatka, apolet, pul-payet yaş grubuma hiçbir şey ifade etmezken, bizim aile içindeki güncel lügatta mevcuttu.
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okurken aile şirketimizde çalışıyordum. Sanata olan merakım, zaman içerisinde kurumsal hayatta beni mutsuz etmeye başladı.
Kurumsal çalışma hayatını bırakmaya karar vermek ve bu hedefle İstanbul’a yerleşmeyi tercih etmek, benim kendi hayatım için almış olduğum en radikal ve bir o kadar da doğru bir karar oldu.
Lasalle Academy’de almış olduğum eğitim, benim ikinci üniversitem olmuştur.
İlk olarak Vakko A.Ş.’de çalışmaya başladım. Kariyerimde en önemli yere sahip olan Vakko A.Ş.’de 5,5 yıl çalışmamın ardından sırasıyla BigBlue System Tekstil’de, Collezione Akyiğit Tekstil’de çalıştım. Ve bu şekilde marka mağazacılık tasarımı sayfasını kapattım. 2009 senesinde ‘She-La’ markasını tescilleyerek şahsıma ait markamı kurdum. İstanbul’da çeşitli kurumların kermes ve davetlerine ‘She-La’ markamla katıldım. Birçok projede tasarım danışmanlığı, stil danışmanlığı yaptım. Çeşitli dergilerde moda editörlüğü ve stil danışmanlığı yaptım.

- Tasarımda Türkiye ihraç ürünlerde ileride; ancak özel tasarımda, markalaşmada daha geriden geliyor. Bunun sebebi ne olabilir?
Aslında tasarım, bir hayal ürünü asla değildir. Sezon trendleri, renkleri, modelleri, kalıp ve materyalleri, çok önceden trend setter’lar tarafından belirleniyor. Biz tasarımcılar sadece marka yapısına uygun trend, renk ve modelleri uygulamakla sorumluyuz. Markanın stiline uygun model ve kalıpların uygulanması marka olabilmenin en önemli adımıdır. Doğru marka, doğru ülkeye, doğru modeller ve doğru kalıplarla oluşturulur.
İmalatta çok iyi olduğumuz kesin. Çözümleyici ve geliştirici çalışma şeklimiz, bizi diğer imalat yapan ülkelerden ayırıyor. Markalaşmak, farklı bir altyapı gerektiriyor. Sabırlı, sebatkâr, yenilikçi ve özgün olmak önemli. Bizde ülke olarak sabır biraz eksik. Hele ki yatırım yapmak, özellikle insana yatırım, markalaşma aşamalarında çok önemli.
Öncelikle özgüven sahibi olmak önemli. Yaptığınız işin kalitesine ve pazarına inanmalısınız. Tekstilde bilinen bir gerçek de, pazarlama ekiplerine koleksiyonun mutlaka sevdirilmesi, satılacağına inandırılmasıdır. İnsan, inandığı işin arkasında durur ve samimi olabilir. Taklitçiliği seviyor olmamız da bizi oldukça geri çekiyor. Satan ürünü yapmak kolay yoldur, ancak “Taklitler orijinalleri yaşatır” derler.

Zıtlıklardan besleniyor

- Kendi markanızı oluşturma fikri nasıl doğdu?
20 senedir tasarımcı olarak çeşitli firmalarda çalıştım. Birbirinden farklı ihracat firmalarına koleksiyon hazırladım. Birçok ülkeye uygun modeller hazırladım. Sıfırdan marka da kurduk, belli bir yerdeki markayı çok daha üst düzeye de taşıdık. Kötü senaryolarımız da olmadı değil...
Tabii yıllar içerisinde bunların hepsi birer tecrübe oluşturdu. Özgüven sağladı. Ben de artık zamanının geldiğini düşündüm ve kendime inandım... Gönül verdim... Markamı kurdum...

- Hedefiniz nedir?
Hedefim, ihracat yapmak. Her sezon farklı bir kültürden yola çıkarak koleksiyonumu zenginleştirmek. Projelerimin içinde mutlaka sosyal yardım dernekleriyle ortak çalışmalar yürütmek diyebilirim. Gerçi ben ikizler burcuyum; bende hedefler bitmez, enerji tükenmez...
Bunların yanında bir gazetede moda üzerine yazı yazmak istiyorum. Yazmayı oldukça özledim. En son ‘Sky Life’ta yazmıştım.

- She-La’nın tarzı nedir?
Ben etnik şeyleri çok seviyorum. Zıtlıklardan besleniyorum. Renklerle hayat buluyorum desem... Tabii asalete, natürelliğe, sadeliğe ve kaliteye inanırım. Benzerlikleri sevmem. Uniq, Limited Edition sevdiğim kelimelerdir...
Kullanım alanı geniş, kadını kısıtlamayan, spor, şık bir tarz bana yaşanır geliyor.

‘Tarzınızı oluşturun’

- Tasarıma yeni başlayan, çok yetenekli gençler var. Onlara tavsiyeniz ne olur?
Asla kendilerini standart bir kalıba, olması gerekene, illa söylenene yönlendirmesinler. Tasarımda tecrübe önemlidir, ancak bakış açısı çok daha önemlidir. Özgür ve özgün olsunlar. Mutlaka çok araştırsınlar. İmkânlar dahilinde gezsinler, görsünler, öğrensinler... Modelist ve makinecileriyle bir bütün olsunlar. Ekip başarısına inansınlar derim. Zaten imkânları çok bol bir yeni nesil var önümüzde. Biz o kadar şanslı değildik sanırım.

- Tasarımda ilham almak ile kendi tarzını oluşturmak arasındaki ince çizgi nerede başlayıp nerede bitiyor?
İlham almak bir Fikret Mualla tablosundan da olabilir, Gaudi’nin binalarından da olabilir, sinema oyuncusu Jane Birkin de olabilir. İlham almak, taklitten çok farklı ve emeğe saygısızlık içermeyen bir yaklaşımdır. Kendi tarzını oluşturmak, beklenen sonuçtur bizim meslekte. Tarzını oluşturan ve bunu ilk bakışta hissettiren tasarımcı, marka yaratmış demektir.

- Kime stil sahibi dersin?
Hayata bakışıyla yaşayışı uyuşan ve bunu tercihlerine yansıtabilen yaratıcı kişiler stil sahibidir. Bunu şu şekilde açabilirim... Outdoor sporlarla ilgilenen bir beyin, hafta sonu kargo pantolon, spor ayakkabı giyiyor ve kronometreli büyük bir saat takıyor olmasını bekleriz. Her şeyden biraz, o kişinin tarzını bir karmaşaya çevirir. Tarz filan da kalmaz...
Amerikan Vogue dergisinin 27 yıllık editörü, 66 yaşındaki Anna Wintour, yıllardır değiştirmediği küt kesim saçları, hiç çıkarmadığı gözlükleri, soğuk tavrı ve kendine özgü giyim tarzı ile tam bir stil sahibidir.

KISA KISA...

TASARIM

Yeniyi Kovalama...

Biçimlendirme...

MODA 

Tüketimin Penceresi...

MODA İKONU  

Stil Sahibi...

Arkasından Gidilen...

RÜKÜŞLÜK

Özensiz... Vizyonsuz...

BAKIM 

Temiz... Özenli...

HANGİ MODA DÖNEMİ

Rönesans (Baroc)... 60’lar (Hippie)...

HABER LİNKİ